İyimser ve Kötümserlik: Dünya İki Farklı Camdan Görülürken
Hayat, bir sabah kahvesi gibi, bazen acı bazen tatlı olur. Ama her sabah, aynı kahveye nasıl bakacağımızı biz seçiyoruz. İyimser miyiz, kötümser mi? Yani, dünyayı muazzam bir yer mi, yoksa başımıza gelecekleri beklerken güneşin bile sönmesini mi hayal ediyoruz? Bugün gelin, iyimserlik ve kötümserliği mizahi bir şekilde masaya yatıracağız. Hazır olun, çünkü birkaç kahkaha belki de bakış açınızı değiştirebilir!
—
1. İyimserlik: Her Şeyin Sonunda Güneş Var, Ama Biraz Sabır Gerekiyor
İyimser bir insan her şeyin iyi olacağına inanır. Tıpkı bir “her şey yolunda” meme’si gibi, daima pozitif bakar. Mesela, en kötü senaryo bile onun gözünde “fırsat”tır. Çalışma masasında dağınık olan kağıtlar? İyimser biri için bu, yaratıcı bir kaos. En büyük felaket? Bir iyimser için, sadece “bugün değil ama yarın daha parlak bir gün olacak” demektir.
Bir kadın, her durumda bir “kutsal şefkat” duygusuyla bakma eğilimindedir. Onun iyimserliği, içten içe biraz da “hem seni anlıyorum hem de bu durumdan senin nasıl çıkabileceğini biliyorum” duygusundan beslenir. Kadınlar, ilişkileri ve duygusal bağları çok değerli gördüklerinden, iyimserlikleri çoğunlukla başkalarının iyi olmasını sağlamak için vardır. Yani, evde biri “daha fazla işim var” diye dert yanarken, o kişi için en yaratıcı çözümleri üretebilir. Mesela “belki de bir tatil yapmalısın!” diye bir öneri, tamamen samimi bir iyimserliktir.
Ama işin sırrı şudur: İyimserler her zaman, hayatın kötü yönlerini de görürler, ama bazen bu kötü yönleri esprili bir şekilde yutabilirler. Tıpkı “Ayakkabımın topuğu kırıldı ama en azından yeni bir fırsatım oldu” diyen bir iyimser gibi.
—
2. Kötümserlik: Yağmurlar, Fırtınalar ve Sonunda Sönmüş Güneş
Kötümserler ise başka bir galaksiden gelmiş gibidirler. Her şeyin olumsuz taraflarını görürler, çünkü onlar için her şeyin en kötü ihtimali her zaman vardır. Bir adam, dışarıda güneş varken bile, “Hadi, birazdan yağmur başlar, bak gör” diye temkinli yaklaşır. “Neyin var?” diye sorarsanız, yanıt genelde “Ama ya ödemeyi unuttuysam?” olur.
Erkeklerin kötümserliği genelde çözüm odaklıdır. Biri onlara “Bütün işlerim batıyor” diye dert yandığında, onlar “Çok kötü! Ama bunun üstesinden nasıl geliriz?” diye hemen bir strateji üretirler. Kötümserliğin bu yanını seviyorum: Adamlar olayları bir çeşit satranç tahtasına çevirirler ve her hamle “en kötü” nasıl yapılır diye düşünürler. Ama bir bakmışsınız, “en kötü” dedikleri şey, aslında iyi bir çözüm yolu oluşturmuş.
Mesela, bir erkeğin kötümserliği şudur: Arabası bozulmuşsa, hemen “Yolda kalırsam da kimse gelip beni bulmaz” diye düşünür. İyimser biri ise: “Yolda kalacağım ama belki de yeni insanlarla tanışacağım!” der.
—
3. İyimser ve Kötümser Arasındaki Çekişme: Savaş mı, Barış mı?
Birbirinden farklı gibi görünen bu iki bakış açısı, bazen garip bir şekilde birbirini tamamlar. Mesela, bir grup arkadaş toplanmış, derin felsefi bir sohbet yapıyor. İyimser olan, bir problemin çözümüne odaklanırken, kötümser olan kişi “Ama ya bu çözüm hiç işe yaramazsa?” diye sorar. Hani, bir bakıma böylece “iç ses” olurlar, bu da durumu daha gerçekçi kılar. (Yani, kimse her zaman pozitif olamaz, değil mi?)
Fakat ikisinin de kendine özgü avantajları vardır. İyimserler, bir sorunla karşılaştıklarında “Bu engeli aşabileceğimi biliyorum” diyerek güç bulurlar. Kötümserler ise, genellikle “İlk önce en kötüsünü göz önünde bulundurmalı, sonra çözümü bulmalıyız” diyerek daha sağlam adımlar atarlar.
—
4. Sonuç: İyimserlik mi, Kötümserlik mi?
Sonunda, iyimserlik mi yoksa kötümserlik mi daha iyi? Cevap biraz kişisel: Biraz iyimser olun, ama kötümserliği de tamamen yok etmeyin. Çünkü her iyimserin de bir kötümser olduğunu unutmamak gerekir. Yani, pozitif düşünerek yaşayın ama bir şemsiye taşıyın. Biraz fırtına çıkar, kimseyi şaşırtmasın!
Peki, siz hangisisiniz? İyimser misiniz, yoksa dünya felakete sürükleniyor mu? Yorumlarda, kendi iyimserlik ve kötümserlik hikayelerinizi paylaşarak bu eğlenceli tartışmaya katılın. Hem belki, bir kahkaha atarken “Yaşamak ne kadar güzel bir şey!” diyebilirsiniz. Kim bilir?